benim için bu çocuk bayramı bilinçli bir asosyalliğin tavan yaptığı bayram oldu. perşembe iş çıkışı aldım yine 3 dvd, 1,5 kilo bol tuzlu çekirdek, 10 lt. diet kola, ve çekirdeği azaltmak amaçlı erik ve çilek, tuttum evin yolunu.
herkes merak içinde biliyorum önce filmleri söyliyim:
serious moonlight (meg ryan'ın son filmi, şirin bence)
everybody is fine (komedi diye verdiler, ağla ağla içim çıktı, ama çoook güzel)
bounty hunter (jennifer aniston, gerard butler. başka birşey demiyorum benim gibi romantik komedi delisiyseniz)
23 nisan'da hava o kadar güzeldi ki, cihangir kahve'de buluştuk bu sefer esen'le. ordan göztepe'ye aile saadetine halamlara gittim, güya taşınmalarına yardım etmeye ama daha çok muhabbete dalıp işlerini aksattırdım. tanıdığım bütün aile büyüklerini arayıp, bugün benim bayramım niye aramıyorsunuz yavşaklığıyla şımardım. ordan da eve geldim, kaldığım yerden asosyalliğe devam ettim.
24 nisan günü dolapdere'nin derinliklerine yürüyüşe çıktım. inanılmaz keyifli, yapmamış herkese tavsiye ediyorum. hayatımda hiçbir mahallede bu kadar yaralı insan görmemiştim, ya birinin kafası yarık, ya birinin eli sarılı, gözü şiş. belki bana denk geldi ama çok ilginçti:)) mobilyacılar çarşısını, sonra da silme korku filmlerine taş çıkaracak antikacılar çarşısını gezdim. sonra eve dönüp, her normal insan gibi giriş kapısı ile mutfak arasındaki duvarımı boyadım.
bayağı bir zamanımı aldı, boya bandıyla ölçüp biçip eşit aralıklarla şu gördüğünüz kırmızı çizgileri boyamak. sonra istanbul drum'n bass sahnelerinin ünlü ismi dj golem yirmi yaş dişini çektirmiş, gece de çalacakmış, dinlenmeye geldi. kendisi 15 yıllık arkadaşım olur ama ben acımadan ve sızlanmalarını dinlemeden kurdela yapıştırttım kendisine. sonuçta ortaya çıkan bordür priceless. karşılığında uydurmasyon yirmi yaş tatlısı süprizi yaptım. işte tarifi:
ben belçikadan aldığım speculoos'ları kullandım ama her türlü bisküvi olur sanırım. onları sütte ezip, kaselerin dibine yerleştirdim, buzdolabına koydum.
o arada krem şanti yaptım. onu da buzdolabına koydum.
çilekleri küçük küçük doğramadım ama keşke doğrasaymışım.
sonra da krem şantiyi bisküvilerin üstüne, çileği de herşeyin üstüne koyup servis yaptım.
sonuç bu değil ama ağzınız sulansın, çilek satışları artsın amacındayım:)
asıl önemli gelişme, sonunda luke rhinehart'tan zar adam'ı bitirmiş olmam. seer gücenmesin ama çok da beğenmedim, yine de hayatımda denemeyi uygun gördüm ve önümüzdeki 5 gün için iş, kişisel, flim-flam, sosyal ve tarz adına alternatifler yazıp, işime gelenlerin gelme olasılığını yüksek tutarak, işe heyecan katsın diyeyazdığım şeyler gelmesin diye dua ederek kendime liste hazırladım. bu akşam anlattığım insanlarda bu planı yüzde 50 destekleme oranı vardı. ama 'acı aşk' izlemiştik ve uğur dışında herkesin kafası feci halde ambale olmuştu, ne oldu şimdi yani diye:)) neyse yüzde elli oran fena değil yani.
kural şu, her gece zar atılıp, bir gün sonra yapılacaklar belirlenecek ve zarın söylediği herşeyi yaparsam ne zamandan beri üzerinde gözüm olan Sony CMT-LX 30IR edinilecek. hem iphone speaker, hem cd çalar. daha ne isterim!!! bugün d&r'a gelmiş, gördüm ve dedim işte işaret:)
ne diyelim stay tuned...
not: bloğa video koymayı da öğrendik, ah eski günler diyip deneyelim hemen:)
2 yorum:
Ben bunu kullanıyorum, çoook memnunum! Tavsiye ederim :D
http://www.sonystyle.com/webapp/wcs/stores/servlet/ProductDisplay?catalogId=10551&langId=-1&productId=8198552921665545060&storeId=10151
ama onun cd çaları yok ve nerdeyse aynı para:)) bir de hoparlorleri ayrilmiyor. ama gorunusu cok daha sirin.
Yorum Gönder