21 Kasım 2010 Pazar

deliye her gün bayram

bu bayram tatilini o kadar dört gözle bekliyordum ki, son bir ayın deli koşuşturmasını sonunda evde yalnız kalarak atacak, bir çok yarım kalmış projemi tamamlayacak, bir de üstüne üstlük birkaç günlüğüne istanbul yakını bir yerlere kaçamak yapıcaktım. pek tabi ki evdeki hesap çarşıya uymadı, biz apar topar hem de perşembe akşamından izmire gittik.

bu gezi esnasında selçuk'taki skydiving'den daha heyecanlı bir aktivitemi paylaşmak isterim ki, hayatımda ilk kez kupon toplamaya başladım. vatan gazetesi büyük örgü ve tığ kitabı veriyormuş. gözlerimi kapayınca dedem geliyor hep aklıma, her sabah gazeteyi alır almaz kuponları süper muntazam kesmesi ve ataçlayıp saklaması, son gün dolmakalemle zarfa adresi yazıp, sonra elimden tutup beraber zarfı postaneye götürmemiz. hala onun aldığı tabak takımını kullanıyorum evde. ne güzel. de ben şimdiden 15 kasım tarihli kuponu atlamışım bile. yine heyecanla yedek kuponu beklemekteyim. deliyim neden heyecanlanacağım belli olmuyor işte.

bu arada anneannemin evinden yastığını kaçırdım. okulda geçen hafta konumuz 70lerdi, nedense çok bir bağladım bir tarafımla bu minderi 70lere. (60lar galiba daha uygun bilemedim ama, zati i hate 70s)


bugün de sonunda vardığım evimde biriken binlerce işimi başarıyla erteleyip bulabildiğim en ince yün ve tığla modelini çıkardım. bu işten anlayanlar bozmasın lütfen biz de biliyoruz bunun modelini çıkarmakta bir numara yok. neyse işte yarım kalan projelere eklenmek üzere geldiğim yer... bitirirsem paylaşırım... sevgilerimle...


bu arada oya baydar'dan 'erguvan kapısı'nı okudum bütün bayram başka kitap yok diye, hem elimden düşüremedim hem de ne iç sıkıntısı yarattı vay ki vay.

10 Kasım 2010 Çarşamba

doğuştan fenerli


sanırım yeni moda olan bu mavi ojelere bayılıyorum. genel olarak mavi ve tonlarına bir ilgim olmasa da bu yeni moda maviyi pek tuttum. pantone numarasını verirdim ama daha o derse gelemedik, sevgiler.

şimdi biz maaile fenerliyiz, doğma büyüme kadıköylüyüm, okulum kadıköy anadolu, ben kulüp takımındaydım çok kısa süre de olsa havasını soludum, babam hala sporcusu.

çocukken taksiye biniyormuşuz annemle, tutturmuşum öne oturucam diye. tutturmak ama feryat figan, zaten bu huyum yüzünden de illallah ettirmişim tek çocuk kalmışım. neyse taksici dayanamamış demiş ki 'sen küçük olur musun en büyük sensin'. bendeki cevap burnumu çeke çeke 'hayır en büyük allah, sonra fener'.

uzun lafın kısası zeynep'çim yün beğendi, model beğendi, atkı örücem, amma velakin yarı yolda mavi yünüm bitti, gerisi sarı. ne alaka işte bağlanamıyor ama böyle. iyi fenerliyimdir bu arada, öyle maça gidip küfür etmem, başka takımlara saygılıyımdır, kimse izleyici olmayı bırakmasın yani:)) peace...


6 Kasım 2010 Cumartesi

ne var ne yok

dehşet iki hafta geçti, bitti. ilk haftayı istanbul'da park bahçe yok diyen bir sonraki kişinin alnını karışlamama sebep olacak clyde arama süreci sonrası -1 köpek, -2 kilo ve kuvvetle muhtemel depresif mesajlardan dolayı twitter'da -3 izleyici kaybı ile tamamladım.

ikinci hafta farklı ülkelerden +144 katılımcı ve beraberlerinde getirdikleri +1750 dırdır, tırtır ve fırfırla uğraşarak geçti. süper ki diplerde olan ruh halime yardıma ankara'dan gizem yetişti. dün katılımcıları geçirdikten sonra bu sefer +60 diğeriyle şaman dans grubu gösterisi, ve gizem'den 'dokunmayın duygu'ya uyuyacak' anlayışlılığı ile öğlenlere kadar süren dinlenme süreci.

sonrası evde derinlemesine sonbahar temizliği ve akşam evde yalnız iki haftadır ertelediğim ödevlerin tamamlanma çabası.


şimdi bu foto ne diyeceksiniz. bu benim ödev ortamım. ödevimiz balmain, balenciaga, marc jacobs ve d&g 2011 bahar yaz şovlarını izleyip, pazartesi için 4-6 t-shirt'lük koleksiyon için mood board hazırlamak.

şimdi bir siyaset bilimi mezunu olarak bu duruma çok içerliyorum. evet, biz kalın kalın kitapları okuyup anlıycaz diye kıçımız çıkarken moda tasarımı öğrencileri bunları yapıyorduysa makus kaderime içerliyorum.

ha bir de teknik çizim ödevim var ama onu gördüğünüz üzere erteliyorum. napıym 1/5 lik kafa- vücud oranına sahip biri olarak 1/9luk modeller çizmek ağırıma gidiyor galiba. bu bahaneyi hocanın yemeyeceğini düşünerek ödevime geri dönüyorum.

haftaya 3 gün dinlenme iznim var, hergün bloğuma yazıcam, o derece azimliyim...