26 Eylül 2010 Pazar

atma mahalleli din kardeşiyiz

geçen hafta buruk bir haftaydı, tophane olayları üstüne çok duruldu, ben de kendimce birşeyler eklemek istedim.

birincisi, mahallelinin mardin ve siirtli olması bu açıdan mutaassıp olmalarının sanki doğal bir olay olması ile ilgili. babaannesi mardinli dedesi siirtli biri olarak bölge insanı ile bolca zaman geçirmiş biri olarak anlamlandıramadığım, yüzyıllarca farklı din ve kültürlere ev sahipliği yapmış bir bölge insanının bu kadar tahammülsüz olmasının doğal birşeymiş gibi karşılanması.
büyük büyük dedem siirtli şeyh. büyük dedem eğitimci olduğu için istanbul'a tayin nedeniyle gelen bir aile bizimkisi. o dönemki ev, sanatçı ve edebiyatçıların uğrak noktası. dedem önemli bir bankanın genel müdürü, kardeşleri emniyet müdürü, asker, yedek parçacı. babaannem bugüne kadar denizine giren eğlencesi bol sinirlendi mi arapça küfürü basan bir kadın. kardeşleri, babam alman lisesindeyken sınıf arkadaşlarına almanca ve keman dersi veren süper gırgır insanlar. bugün hayatta kalan kardeşi jinekolog, diğeri süper babacan bir minibüs şoförünün dul eşi.

istisna diye bir şey yok. beyin daha iyi anlamlandırabilmek için herşeyi sınıflandırmayı sever, önyargılar ve stereotipler de böyle çıkar ya uymayan herşey istisna. oysa hayır bir gerçek, böyle bir yaşantı da var hem de hiç azımsanmayacak kadar.

ikincisi, olayların referandum sonuçlarına bağlanması ile ilgili. anadolu'nun birçok şehrini gezenler bilir. son yıllarda içkili yerlerin şehir dışına atılması, ve şehir içindeki tekel bayilerinin birer ikişer kapanması yeni birşey değil, referandum sonrası hiç değil. yine, son yıllarda turizmin çok geliştiği aynı mardin'de tekel bayi arayın mesela. sonrasında konuşalım. bu uzun bir süreç, şimdi bizim yeni yeni yerleştiğimiz mahallemiz basılınca farkına vardığımız.

üçüncüsü, hemen hemen her mahallelinin ağzındaki fuhuş yapıyorlar iddiası. aynı gün gazetlerde bir rus kadına tecavüz haberi. hostellerin açılması ve yabancı turistlerle sevişen türk genci. anlamı fuhuş, çünkü başkasını bilmiyorlar, ya tecavüz ya fuhuş. milletimizin bastırılmış cinselliğinde tek anlam bu adamlar yolda alkol alıyor sonra da sevişiyor. biraz kıskançlık biraz da bastırılmış duyguların yarattığı öfke gibi. ben de istersem ya tecavüz ederim ya da sevişenin kafasında şişe kırarım mantığı.

işte böyle, tophane olayları referandum sonrası gaza gelen toplumun olayı gibi algılanmamalı bence. sanki daha çok uzun bir sürecin, milletin bastırılmış duyguları üzerinde yıllardır oynanan siyasi oyunların sonucu.

naçizane fikrim yani.

sonuç: herkes birbirine saygı duymalı. şunu anlamak çoğumuz için mümkün değil. benim içki içiyor olmamın başkasına sakıncası ne. özgür irade isteyen içer isteyen içmez. ama madem rahatsız olunuyor, rahatsız olanın da gözüne sokulmamalı. saygı gösterilmeli. ha rahatsız olanlar da madem şikayette bulundular, bunla yetinebilmeli, biber gazı ve şişe ile girişmemeli. anlaştık mı?

2 yorum:

Sinemis Candemir dedi ki...

senin sayfanin arkasi mi degisti, fontun mu degisti ne oldu? bir seyler degismis sanki, bak boyle de takipcinim :)

bu arada yazinla ilgili diyecegim suydu;
bu tophane olayi ilk oldugunda aklima senin sayfana da yorum kosesi vesilesiyle yapilan saldiri ve verilen alkol almayin vaazi gelmisti.
dedigine katiliyorum, orneklerini kendimiz de yasiyoruz gercekten uzun bir surecten geciyoruz. umarim seninde yazini bitirdigin gibi "anlasabiliriz"

seer dedi ki...

simdi mahalleli olarak soylemek isterim ki, gazetelerde gordugumuz ve surekli oteller(hostellari kast ediyor) geldi fhus geldi diyen dede evindeki eskileri, illegal olan masasina yerlestirip caddede turistler otantik eskiler satiyor... mahalleli saldirinin planladigi kahvelerde turistlerle oturup cay kahve ismarliyor... alkole karsi olan gencler ise hava kararinca ot satiyor... hipokratlik kanimizda var...