istanbul karı kıza, pardon kara kışa teslim olmuşken, uzun bir aradan sonra ben de evde bir şeyler yapıym dedim. aylin sağolsun sevgili kızı burcu'nun eski kazaklarını getirmişti, feriköy'de belki bir alan olur diye, ama pek taliplisi çıkmadı. sonra kazaklar bana ben kazaklara bakarken yine birgün (evimde televizyon yok ne yazık ki, evdeyse misafirlere, evde değilse kazaklara bakıyorum boş zamanlarımda:) dedim ki ben bu kazaktan keçe yapma işini deniycem. neyse tıktım bütün eski kazakları ve bir kaç örgü denememi çamaşır makinesine, (daha doğrusu önce çamaşır filesine koydum, çok yün bırakırsa makinayı bozmasın diye) 90 derecede bol deterjanla yıkadım. sonuç mis kokulu minicik kazaklar:)) kalorifer üzerinde iki gün boyunca eve mis kokular yayma görevini sonlandırdığına inandığımda uzun zamandır başına oturamadığım dikiş makinama geçtim ve resimdeki yastığı yaptım... keçe düğmelerimi de unutmadım tabi!!!
yalnız bizimki gibi ülkelerde bu eski kazaktan keçe yapma işi hafif sancılı bir durum. bütün bu süreç boyunca, dışarda kar var, kazağı olmadığı için üşüyen çocuklar var, ve ben güzelim kazağı napıyorum, affedin beni titreyen çocuklar tarzı arabesk yaklaşımımla boynum bükük çalıştım. bu durumda burdan hatırlatıym kendimi daha iyi hissetmek için, siz eskilerinizi dilerseniz feriköy pazarına getirebilirsiniz, orda şişli belediyesi topluyor. anadolu tarafındaysanız aynı işi kadıköy belediyesi de yapıyor. bildiğiniz başka bir yer varsa, bildirin duyurıym sağa sola, yok giyilmeyecek kadar yırtık pırtık kazaklarınız veya yarım kalmış örgüleriniz varsa, onları da bana getirin, ben de rahat rahat keçe yapıym...
özlemişim sevgili bloğumu... daha bol bol görüşmek ümidiyle, sevgiler....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder